Zihin Felsefesi 2018-2019 Vize Ünite 3,4 ve 5 Sınavı

Zihin Felsefesi 2018-2019 Vize Ünite 3,4 ve 5 Sınavı sorularını bu sayfadan online olarak çözebilirsiniz.

Doğru Sayısı %%SCORE%%
Yanlış Sayısı %%WRONG_ANSWERS%%
CEVAPLARINIZ
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Aşağıdaki hangisi (hangileri) Aristoteles ve düşünceleri ile ilgili doğru bilgidir?
I. Aristoteles Platon’un öğrencisidir.
II. Aristoteles, insana has özellikleri, diğer canlı türlerinden ayırt edebilmek için, son derece kapsamlı bir teori geliştirmiştir.
III. Aristoteles’e göre ruh ve bedenin bir bileşkesi olan insan, aynen diğer bireysel tözler gibi var olan birincil tözdür.
IV. Aristoteles’e göre ruh ve beden aynı olmalarına rağmen bireyin ayrılabilir parçasıdırlar.

A
Yalnız I ve III
B
Yalnız II ve IV
C
I, II, III
D
I, II, IV
E
II, III, IV
1 numaralı soru için açıklama 
IV. Seçenekte yer alan bilgi, ‘’Aristoteles’e göre ruh ve beden farklı olmalarına rağmen bireyin ayrılamaz parçasıdırlar.’’ olması gerektiğinden yanlıştır.
Soru 2

Aşağıdakilerden hangisi ‘’Kendime Düşünceler’’ isimli eserinde, kendi kendisini sorguya çekerek, vicdan muhasebesi yapan, ve ruhunun yetkinliğe ulaşmak için gösterdiği çabayı anlatan düşünürdür?

A
Elealı Zenon
B
Marcus Aurelius
C
Augustinus
D
Aristoteles
E
Thomas Aquinas
2 numaralı soru için açıklama 
Marcus Aurelius Kendime Düşünceler isimli eserinde, kendi kendisini sorguya çekerek, vicdan muhasebesi yapar, ruhunun yetkinliğe ulaşmak için gösterdiği ça- bayı anlatır.
Soru 3

Aşağıdakilerden hangisi Aristoteles'e göre Anima'nın sahip olduğu niteliklerden biridir?

A
Anima bedenden ayrılamaz; salt bedenin içinde bulunan bir şey değildir.
B
Durağan bir şey değildir; biçimlendirici bir güce sahiptir.
C
Yaşamsal işlevlerin tümünü içerir.
D
Bedene canlılık veren ilkedir.
E
Bedendeki organların işlevlerini yerine getirmesini sağlar.
3 numaralı soru için açıklama 
Anima’nın Aristoteles için dinamizmi, eylemi ve süreci ifade eden çok yönlü bir kavram olduğunu ve aşağıdaki niteliklere sahip olduğunu belirtir: - Anima bedenden ayrılamaz; salt bedenin içinde bulunan bir şey değildir; [bedene içkindir]. - Durağan bir şey değildir; biçimlendirici bir güce sahiptir. - Yaşamsal işlevlerin tümünü içerir. - Bedene canlılık veren ilkedir. - Bedendeki organların işlevlerini yerine getirmesini sağlar.
Soru 4

Ruhun ve bedenin esas olarak birbirinden farklı olduğunu, insanın aslında ölümlü bir bedende geçici bir süre için hapsolmuş, ölümsüz bir ruhla özdeş olduğunu öne süren felsefeci kimdir?

A
Aurelius
B
Platon
C
Sokrates
D
Eflatun
E
Aristo
4 numaralı soru için açıklama 
Platon, ruhun ve bedenin esas olarak birbirinden farklı olduğunu, insanın aslında ölümlü bir bedende geçici bir süre için hapsolmuş, ölümsüz bir ruhla özdeş olduğunu öne sürmüştür.
Soru 5

Aşağıdakilerden hangisi Aristoteles’e göre ruhun gizil güç halinde varlığı, kendini gerçekleştirmek üzere düzene sokması ve yönlendirmesi anlamına gelir?

A
Entelekheia
B
Nous
C
Anima
D
Logos
E
Spiritus
5 numaralı soru için açıklama 
Entelekheia tamamlanma ya da mükemmellik durumu, edimsellik, kendini gerçekleştirme anlamına gelen Yunanca bir terimdir. Aristoteles bu terimi, ruhun gizil güç halinde varlığı kendini gerçekleştirmek üzere düzene sokması ve yönlendirmesi anlamında kullanmıştır.
Soru 6

Aşağıdakilerden hangisi stoacı bir filozoftur?

A
Aristoteles
B
Aziz Augustinus
C
Marcus Aurelius
D
Platon
E
Thomas Aquinas
6 numaralı soru için açıklama 
Marcus Aurelius bir Roma imparatoru ve Stoacı bir filozoftur.
Soru 7

Aristoteles'e göre nous'un insan ruhuna sağladığı farklılık aşağıdakilerden hangisidir?

A
Düşünme ve yargıda bulunma
B
Çeşitli bilinç hallerini gerçekleştirme
C
Çevrenin algılama yetisine sahip olma
D
Duyu organları yoluyla aldığı uyarılara tepki verebilme
E
İsteme yetisine sahip olma
7 numaralı soru için açıklama 
Aristoteles’e göre us (nous), ruhun “bilmesini ve anlamasını sağlayan yeti”dir (De Anima, 429a-10). Düşünme etkinliğini ger- çekleştirme yetisi olarak usun, düşünme nesneleri karşısındaki konumu, algılama yetisinin, algı nesneleri karşısındaki durumu gibidir. Duyuların, algı sırasında, duyu nesneleri tarafından biçimlendirilememeleri gibi, us da düşünme nesneleri tarafından belirlenemez. Yani us, nesnelerden etkilenmeksizin, farklı türden nesnelerin bilgisini üretebilecek, onları düşünebilecek yapıda bir bilme olanağı olarak ruhta mevcuttur. Böylece “ruhun düşünmesini ve kavramasını” sağlayan yeti olarak us, olanak halinde bir bilme yetisidir ve ancak düşünme etkinliğinde bulunulduğunda gerçeklik kazanır.
Soru 8

Aşağıdakilerden hangisi kilise babalarının felsefesi olarak nitelendirilmektedir?

A
Stoacılık
B
Manicilik
C
Entelekheistik
D
Skolastik
E
Patristik
8 numaralı soru için açıklama 
Patristik felsefe genel olarak Kilise babalarının (Patres) felsefesi olarak bilinir. Ortaçağ Felsefesinin MS 2. Ve 3. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar olan ilk dönemi olan Patristik Felsefe, Orta Çağı’n esas dönemi olarak kabul edilen Skolastik felsefeyi önemli ölçüde şekillendiren, onun felsefeyle ilişkisini belirleyen bir dönemdir.
Soru 9

Aristoteles’e göre duyum adı verilen bilgi edinme yetisinin iki aşaması sırasıyla nelerdir?

A
Öznel-Nesnel
B
Nesnel-öznel
C
Edilgin-Etkin
D
Etkin-Edilgin
E
Niceliksel-Niteliksel
9 numaralı soru için açıklama 
Aristoteles’e göre duyum adı verilen bilgi edinme yetisi iki aşamalıdır; duyum önce edilgin, sonra etkindir. Duyu organı nesnenin etkisiyle karşılaştığında edilgin bir şekilde nesnesinin biçimini edinir. Bunu takip eden etkinlik evresindeyse duyum nesnesiyle özdeşleşerek onu özümser, yani etkin bir şekilde nesnenin bilgisini edinir.
Soru 10

Stoacılar felsefeyi hangi üç yönelime ayırırlar?

A
Mantık-doğa bilimleri-etik
B
Mantık-matematik-etik
C
Sosyal bilimler-doğa bilimleri-etik
D
Fizik-biyoloji-mantık
E
Fizik-matematik-etik
10 numaralı soru için açıklama 
Stoacılar felsefeyi mantık, doğa bilimleri ve etik olmak üzere üçe ayırırlar ve akılcı bir felsefe anlayışıyla insanın evrendeki yerini ve yazgısını, bu üç yönelim bağlamında ortaya koymayı hedeflerler.
Soru 11

Descartes’e göre, ikincil nitelikler nesneye ilişkin duyumlardan kaynaklanırken birincil nitelikler, nesneye özgü matematiksel niteliklerdir. Bu açıklamaya göre aşağıdaki ifadelerden hangileri ikincil niteliktir?
I. Portakalın rengi.
II. Portakalın kokusu
III. Portakalın tadı.
IV. portakalın yuvarlaklığı.
V. Portakalın tekliği.

A
I, II, III
B
II, III, IV
C
III, IV, V
D
I, III, V
E
I, IV, V
11 numaralı soru için açıklama 
Portakala baktığımızda, onun lezzetini ve kokusunu, yuvarlaklığını, rengini, tekliğini algılarız. Descartes portakalın rengi, kokusu, tadı gibi niteliklerinin gerçekten kendisinde olmadığını, aksine gözleyenin zihninde yer aldığını ve nesneye atfedildiğini düşünmektedir. Bu tür nitelikler geleneksel olarak ikincil nitelikler olarak bilinirler. Buna karşın, portakalın yuvarlaklığı ve tekliği gibi nitelikler gözleyenin zihninin ürünleri değil, aksine portakalın kendine özgü özellikleridir. Bunlar birincil nitelikler olarak bilinir.
Soru 12

Aşağıda verilen I. Meditasyon ile ilgili ifadelerden hangisi doğrudur?

A
Sistematik şüphe yöntemi bizi, her türlü peşin hükümden kurtarmaya, şeyler hakkında açık seçik bilgiye ulaşmamıza yarar.
B
İnsan zihninin özünü anlamaya ve zihni tanımanın bedeni tanımaktan daha kolay olduğuna ilişkindir.
C
Şüphesinin sınırlarını sorgulanmasıyla başlar.
D
Descartes Yöntem Üzerine Konuşma’da bu akıl yürütme zincirini meşhur “düşünüyorum, o halde varım” (cogito ergo sum) ifadesiyle özetlemiştir.
E
Descartes bir kere var olduğundan kesin olarak emin olduktan sonra ne tür bir varlık olduğunu sorgular. Descartes, kendi özünü anlamaya ilişkin sorgulamasını “var olduğumdan kesinlikle emin olan ben, ne olduğumu yeter açıklıkla bilmiyorum” ifadesiyle başlatır.
12 numaralı soru için açıklama 
I. Meditasyon kendilerinden şüphe edilen şeyler hakkındadır ve Descartes’ın şüphe yönteminin temel sorusuyla başlar: Kesin olarak bildiğim, doğruluğundan şüphe edemeyeceğim bir şey var mıdır? Descartes’ın Meditasyonlar için yazdığı özette belirttiğine göre, I. Meditasyon’daki sistematik şüphe yöntemi bizi, her türlü peşin hükümden kurtarmaya, şeyler hakkında açık seçik bilgiye ulaşmamıza yarar. Kesinlik arayışında Descartes, o güne kadar sahip olduğu inançlarının, gerçekten hakikati yansıtıp yansıtmadığını sorgulamaya başlar.
Soru 13

Aşağıdaki ifadelerden hangisi Descartes'in açık seçik ideler kavramlarıyla ilgili doğru bir ifadedir?

A
Bir karenin ne olduğunu anlamak için, bir kare gördüğümüzde onun kare olduğunu bilebilmemiz, kareler hakkında fikir yürütebilmek için de zihnimizde bir kare idesine sahip olmamıza gerek yoktur.
B
Descartes akılcı bir düşünür olarak ideyi kavram anlamında kullanır ve zihnimizde meydana geliş nedenlerine bağlı olarak üç türlü ide bulunduğunu söyler.
C
“Bu idelerden bazıları benimle doğmuş, diğer bazıları yabancı olup dışarıdan gelmiş, bazıları da bizzat benim tarafımdan yaratılıp uydurulmuş gibi görünüyor.” diyerek kendisine dışardan, duyular aracılığıyla gelen ideler hakkında asla yanılmayacağını iddia etmektedir.
D
Descartes’a göre açıklık ve seçiklik, zihnin kavrayışında en yüksek nokta ve bir şeyin doğruluğunun yanılabileceğinin bir kanıtıdır.
E
Descartes, açık seçik ayrımını iyi ya da kötü yargılarda bulunmamanın yollarını araştırmak amacıyla yapmaktadır.
13 numaralı soru için açıklama 
Descartes’ın açık seçik ideler kavramı, onun zihin kuramında çok önemli bir yere sahiptir. Descartes’ın zihin kuramına göre ideler zihnin nesneleridir. Örneğin; bir karenin ne olduğunu anlamak için, bir kare gördüğümüzde onun kare olduğunu bilebilmemiz, kareler hakkında fikir yürütebilmek için de zihnimizde bir kare idesine sahip olmamız gerekir. Nasıl fiziksel nesneleri gözümüzle görebiliyorsak, zihnimizin nesneleri olan ideleri de zihnimizin gözüyle görürüz. Her ne kadar Descartes’a göre ideler zihnin nesneleriyseler ve aynen fiziksel nesnelerin göze görünmesi gibi zihne görünüyorlarsa da bu, asla zihnimizde bir fiziksel nesneyi canlandırmak anlamında değildir. Descartes akılcı bir düşünür olarak ideyi kavram anlamında kullanır ve zihnimizde meydana geliş nedenlerine bağlı olarak üç türlü ide bulunduğunu söyler.
Soru 14

Aşağıdakilerden hangisi Spinoza'nın zihin anlayışı ile ilgili doğru bir ifadedir?

A
Spinoza’nın görüşüne göre, zihin ve beden bir çok tözün karışımının görünüşüdür.
B
Özü varlığı kuşatan, başka deyişle tabiatı ancak varolarak tasarlanabilecek olan şeye, doğal nedenler diyorum. ifadesi Spinoza'ya aiittir.
C
Spinoza’nın felsefesi Tanrı ile evreni bir, aynı ve özdeş gören panteist bir felsefedir.
D
Spinoza, Skolastik felsefenin Aristoteles felsefesini Hristiyanlıkla birleştirme geleneğine ters düşmektedir.
E
Spinoza Descartes’ın düşünen ve uzamlı töz olmak üzere dünyayı iki tür tözden ibaret olarak görmesine ve daha sonra düşünen tözü de sonsuz düşünen töz (Tanrı) ve sonlu düşünen töz (her bir tikel zihin veya ruh) olarak ayırmasına tamamen katılmaktadır.
14 numaralı soru için açıklama 
Eğer Descartes modern felsefenin kurucusuysa Spinoza da onun anlayışını sürdüren bir düşünürdür. Spinoza’nın felsefesi Tanrı ile evreni bir, aynı ve özdeş gören panteist bir felsefedir. Spinoza, Skolastik felsefenin Aristoteles felsefesini Hristiyanlıkla birleştirme geleneğine sıkı sıkıya bağlıdır. Spinoza’nın evren kuramı da bu gelenek çerçevesinde şekillenmiştir. Ne Spinoza’nın ne de Descartes’ın felsefesini, Skolastik felsefenin Aristoteles’ten devşirdiği töz kavramına dayanmadan anlamak mümkün değildir.
Soru 15

Descartes’in şüphe yöntemini kullanarak, kendi varlığını, yani “ben varım” inancının doğru olduğunu kanıtladıktan sonra “ben neyim?” sorusunu sorarak varlığa ilişkin sorudan, öze ilişkin soruya geçiş yaptığı eseri aşağıdakilerden hangisidir?

A
Yöntem Üzerine Konuşma
B
Felsefenin İlkeleri
C
Meditasyonlar
D
Ruhun İhtirasları
E
Aklın Yönetimi için Kurallar
15 numaralı soru için açıklama 
Descartes Meditasyonlar’da şüphe yöntemini kullanarak, kendi varlığını, yani “ben varım” inancının doğru olduğunu kanıtladıktan sonra yeni bir soru sorar; ben neyim? Descartes burada, varlığa ilişkin sorudan, öze ilişkin soruya geçiş yapmıştır. Varlık soruları “o var mıdır?” “ben var mıyım?” ve benzeri formdadır. Öz sorularıysa bir şeyin ne olduğunu soran sorulardır, örneğin “ben nedir?”, “bilgi nedir?” gibi.
Soru 16

Tanrının evrenden bağımsız ve ayrı bir varlığının olmadığını, Tanrının her şeyde, doğada, nesnelerde, insan dünyasında olduğunu savunan ve tüm tanrıcılık anlamına gelen felsefi görüş aşağıdakilerden hangisidir?

A
Panpsişizm
B
Düalizm
C
Plüralizm
D
Monoizm
E
Panteizm
16 numaralı soru için açıklama 
Panteizm tüm tanrıcılık demektir. Panteizme göre, Tanrı her şeyde, doğada, nesnelerde, insan dünyasındadır. Tanrının evrenden bağımsız ve ayrı bir varlığı yoktur; evren Tanrı ile doludur; evren Tanrının kendisidir.
Soru 17

Antik Çağda doğa filozoflarının tekçi evren anlayışlarından sonra modern çağda monist bir felsefe sistemini ilk defa ortaya koyan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?

A
Descartes
B
Aristoteles
C
Spinoza
D
Platon
E
Sokrates
17 numaralı soru için açıklama 
Antik Çağda doğa filozoflarının tekçi evren anlayışlarından sonra modern çağda monist bir felsefe sistemini ilk defa ortaya koyan düşünür Spinoza’dır.
Soru 18

Spinozanın zihin anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A
Panteist bir felsefeye sahiptir.
B
Dünyanın iki tür tözden ibaret olduğunu savunmuştur.
C
Monist bir zihin anlayışına sahiptir.
D
Zihini bedenin bir idesi olarak ele almıştır.
E
Zihni ve bedeni, sonsuz töz olan Tanrı’nın birer sıfatı olarak ele almıştır.
18 numaralı soru için açıklama 
Spinoza panteist bir düşünür olarak Descartes’ın düşünen ve uzamlı öz olmak üzere dünyayı iki töze ayırmasına karşın yalnızca tek bir töz olduğunu, onun da Tanrı olduğunu savunmuştur. Madde ve zihin Spinoza’ya göre ayrı birer töz değil, tek töz olan Tanrının nitelikleridir. Bu yüzden Spinoza’nın zihin anlayışı monisttir. Spinoza’da zihin bedenden ayrı değildir, aksine bedenin bir idesidir. Spinoza’ya göre, zihin ve beden zaman zaman düşünce ana niteliği, zaman zaman da yer kaplama ana niteliğiyle değerlendirilen bir ve aynı bireydir.
Soru 19

Orta Çağlardaki Aristotelesçi ve Tanrı merkezci dünya görüşünün 17. yüzyılda ortaya çıkan bilimsel ve akılcı görüşlere yerini bırakmasında hangi filozof etkili olmuştur?

A
Spinoza
B
Aziz Agustinus
C
Descartes
D
Platon
E
Derrida
19 numaralı soru için açıklama 
Descartes, modern felsefenin kurucusu olarak tanınır. Gerçekten de Orta Çağlardaki Aristotelesçi ve Tanrı merkezci dünya görüşünün 17. yüzyılda ortaya çıkaması, bilimsel ve akılcı görüşlere yerini bırakmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Descartes, Rönesans felsefesinin hayata yeni bir bakış açısı getirdiği ve reformasyon hareketinin de kilisenin egemenliğini hasara uğrattığı bir dönemde yaşamıştı.
Soru 20

Spinoza'nın evren kuramını hangi filozof şekillendirmiştir?

A
Aristo
B
Platon
C
Descartes
D
Augustinus
E
Hegel
20 numaralı soru için açıklama 
Spinoza, Skolastik felsefenin Aristoteles felsefesini Hristiyanlıkla birleştirme geleneğine sıkı sıkıya bağlıdır. Spinoza’nın evren kuramı da bu gelenek çerçevesinde şekillenmiştir. Ne Spinoza’nın ne de Descartes’ın felsefesini, Skolastik felsefenin Aristoteles’ten devşirdiği töz kavramına dayanmadan anlamak mümkün değildir. Aristoteles’in mantığında her basit önermenin bir özne ve bir yüklem içermesi, gerçeklikte de tözler ve onların yüklemleri arasında temel bir ayrıma işaret eder.
Soru 21

Aşağıdaki zihin felsefesi hakkında görüşleri verilen düşünür hangisidir?
- Sadece duyumlar aracılığıyla edindiğimiz deneyimlerimizi, bilebileceğimizi öne sürmüştür.
- Onun idealizmi, madde tanımazcılık (immaterialism) olarak bilinir.
- Fiziksel dünyanın zihnin dışında bir gerçekliği olmadığını, maddesel gerçekliğin zihne bağlı olduğunu ileri sürmüştür.

A
John Locke
B
Kant
C
Descartes
D
David Hume
E
George Berkeley
21 numaralı soru için açıklama 
Locke’un ardılı ve Hume’un önceli olan Berkeley, her ne kadar onlarla birlikte İngiliz deneycileri arasında sayılsa da deneyciliği, en üst noktaya kadar ilerleterek idealizm noktasına varmıştır. Locke’un “bir insanın, algıladığını algılamaksızın, algılaması imkansızdır,” yani insan ancak bilincinin içinde olup biteni bilebilir, düşüncesini kendisine çıkış noktası yapan Berkeley, buradan hareketle fiziksel dünyanın zihnin dışında bir gerçekliği olmadığını, maddesel gerçekliğin zihne bağlı olduğunu ileri sürmüştür.
Soru 22

Kant'ın metafiziğin bir bilim olarak olanaklı olup olmadığını araştırdığı kitabı hangisidir?

A
Saf Aklın Eleştirisi
B
İnsan Anlığı Üzerine Bir Soruşturma
C
Deneme
D
Hylas ve Philonous Arasında Üç Konuşma
E
Cogito
22 numaralı soru için açıklama 
Kant, felsefe tarihinde, gerek bilgi, gerekse de etik alandaki düşünceleriyle haklı bir üne sahiptir. Kant’ın zihin felsefesi açısından önemiyse, onun, metafiziğin bir bilim olarak olanaklı olup olmadığını araştırdığı, Saf Aklın Eleştirisi adlı kitabından kaynaklanır. Kant bu kitabında (ve daha sonra bu kitabın kısa bir özeti olarak hazırladığı Prolegomena’da), metafiziğin, çağındaki durumundan hareket ederek, metafizik profesörü olarak, bilim olma iddiasındaki metafiziğin, bilim olma koşullarını ortaya koymaya çalışır.
Soru 23

Kant felsefesinde nesneler bize verildiği sürece nesnenin varlığına sanki doğrudan doğruya bağlı, onlarla dolaysız bir ilişki içinde olan tasarım olarak ifade edilen kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A
Görü
B
Bilinç
C
Algı
D
İde
E
İzlenim
23 numaralı soru için açıklama 
Kant’ın kavram dilinde görü, “nesneler bize verildiği sürece nesnenin varlığına sanki doğrudan doğruya bağlı, onlarla dolaysız bir ilişki içinde olan tasarım” anlamına gelir. Böylece “görü” “bir bilgi, hangi türde ve hangi araçla olursa olsun nesnelerle ilişkiye girebildiğinde, bilginin nesnelerle doğrudan doğruya ilişkisini sağlayan ve tüm düşünmede araç olarak göz önünde bulundurulan [şeydir].”
Soru 24

İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme adlı eseri yazan filozof kimdir?

A
Locke
B
Kant
C
Hume
D
Berkeley
E
Descartes
24 numaralı soru için açıklama 
Locke’un deneyciliğini, eleştirel bir bakış açısıyla bütün metafizik tortulardan arındıracak şekilde sistematik olarak yeniden biçimlendirmek amacıyla İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’yi yazmıştır.
Soru 25

Kant’ın metafiziğin bir bilim olarak olanaklı olup olmadığını araştırdığı kitabı aşağıdakilerden hangisidir?

A
Saf Aklın Eleştirisi
B
Deneme
C
Meditasyonlar
D
Hylas ve Philonous Arasında Üç Konuşma
E
Prolegomena
25 numaralı soru için açıklama 
Kant’ın zihin felsefesi açısından önemiyse, onun, metafiziğin bir bilim olarak olanaklı olup olmadığını araştırdığı, Saf Aklın Eleştirisi (Kritik der reinen Vernunft) adlı kitabından kaynaklanır.
Soru 26

Aşağıdakilerden hangisi Locke’un iç duyum adını verdiği çeşitli zihinsel edimlerden biri değildir?

A
Düşünme
B
İnanma
C
Uslamlama
D
Bilme
E
Görme
26 numaralı soru için açıklama 
Locke’a göre, deneyim aracılığıyla zihinde çeşitli ideler, kavramlar ve imgeler oluşur. Bu ideler ya Locke’un dış duyum adını verdiği duyularımız yoluyla aktarılır ya da Locke’un iç duyum adını verdiği algılama, düşünme, kuşku duyma, inanma, uslamlama, bilme, isteme gibi çeşitli zihinsel edimlerle edinilir. buna göre, E şıkkında verilen görme bir dış duyumdur, iç duyum değildir.
Soru 27

Aşağıdakilerden hangisi Locke’un felsefesinin merkezi kavramıdır?

A
İde
B
Deneyim
C
Duyum
D
Nesne
E
Zihin
27 numaralı soru için açıklama 
Locke’un felsefesinin merkezi kavramı ide‘dir. İde terimini, aynen Descartes gibi, duyumlar ya da duyu verileri, hatıralarla kavramları da kapsamak üzere çeşitli şeyleri ifade etmek üzere kullanır.
Soru 28

Locke'a göre tözün hangi iki türü vardır?

A
Maddesel ve Tinsel
B
Bireysel ve Toplumsal
C
öznel ve Nesnel
D
Fiziksel ve Ruhsal
E
İçsel ve Dışsal
28 numaralı soru için açıklama 
Locke, iki tür tözden söz eder. Bunlardan ilki at, taş ve benzerine ilişkin maddesel duyulur tözlerdir ki bu tözlere ilişkin idelerimiz tek bir şeyde birleşmiş düşünülen [ve o şeyin bütün niteliklerine tek tek karşılık gelen], belli sayıda yalın idelerin bir öbeğidir (II, 23, 14: 402). Locke, cisimlere ya da duyumsal nitelikleriyle bilinen şeylere ilişkin maddesel tözün dışında, bir de tinsel töz olduğunu söyler. Locke’un Descartes’ın doğuştan ideler fikrini reddetmesine rağmen, zihni ve maddeyi iki ayrı töz olarak belirlemesi, Kartezyen düalizmin bir devamı olarak değerlendirilebilir (Soccio, 2010: 484).
Soru 29

Hume'a göre, güçlülük ya da canlılıklarına bağlı olarak zihin algıları hangi iki sınıfa ayrılabilir?

A
Görüşler ve İzlenimler
B
Düşünceler ve İzlenimler
C
Hisler ve Duygular
D
Duyumlar ve Düşünceler
E
Duyular ve Algılar
29 numaralı soru için açıklama 
Bir insanın “aşırı sıcaklığın acısını ya da ılıklığın hazzını duyduğunda ve bu duyumu sonradan belleğine getirdiğinde, bu zihin algıları arasında önemli bir fark” (Hume, 1976: 13) olduğunu belirten Hume, zihin algılarının güçlülük ya da canlılıklarına göre iki sınıf ya da iki türe ayrılabileceğini söyler. Daha az güçlü ve canlı olanlar, genellikle düşünceler ya da idealar (ideler) diye adlandırılır... İzlenimler daha canlı algılarımızın hepsidir; yani işittiğimiz, gördüğümüz, hissettiğimiz, sevdiğimiz, nefret ettiğimiz, arzuladığımız ya da istediğimiz andaki algılardır. (Hume, 1976: 13-14).
Soru 30

Hume’un bilginin bütün içeriğini ya da bütün anlamlı önermeleri ya ide ilişkileriyle ya da olgu ilişkileriyle ilgili iki sınıftan birine girecek şekilde ayırmasına ne denir?

A
Hume İlkesi
B
Hume Paradoksu
C
Hume Sınıflandırması
D
Hume Ayrımı
E
Hume çatalı
30 numaralı soru için açıklama 
Hume’un bilginin bütün içeriğini ya da bütün anlamlı önermeleri ya ide ilişkileriyle ya da olgu ilişkileriyle ilgili iki sınıftan birine girecek şekilde ayırması Hume çatalı olarak bilinir. Hume’un bilgiye ilişkin bu ayrımı, Aydınlanmanın bilim anlayışının temellerini sarsmış ve 20. yüzyılda mantıksal pozitivizmin doğrulanabilirlik ilkesinin temelini oluşturmuştur.
SONUÇLAR
30 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
1617181920
2122232425
2627282930
Son
Geri dön
1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız (Bu yazıya oy vermek ister misiniz?)
Loading...
0
Would love your thoughts, please comment.x